19 Aralık 2012 Çarşamba

tesettürde haşema ve mayolar



Haşema ve Tesettür

Orta yaşlı tesettürlü bir hanım haşemalı olduğu için oturduğu sitenin havuzuna sokulmamış, engel olan idarecileri mahkemeye vermiş.
Bu konuda birkaç yanlışlık var gibi geliyor bana.
Madem ki, tesettürlü dindar bir bayansın, ne işin var senin o bikinililerin arasında havuz safası yapmakta?

İdarecilere gelince: Sizin ne hakkınız var, o hanımı kovmaya?
Birkaç yıldan beri bir haşema modası çıktı. Varlıklı Müslüman kadınlar ve kızlar sözde tesettüre uygun uzun bir banyo elbisesine bürünüp denize veya havuza giriyorlar.
Tesettür ikidir. Birincisi vücudunu örtmek, ikincisi nâ mahrem erkeklerle ihtilât etmemek.
Müslüman hanımların, haşemayla da olsa deniz veya havuz alemleri yapmaları doğru değildir.
Haşemayla da olsa Müslüman bir hanımın yabancı erkekler arasında denize girmesi ayıptır.
Bundan iki yüz yıl önce yaşamış bir Osmanlı Müslümanına bugünkü tesettür kıyafetlerini gösterselerdi, onların çoğu için bunlar tesettür değil rezillik derdi.
Tesettür sadece başını örtmek değildir.
Başı örtülü, fakat saçlarını deve hörgücü gibi topuz yapmış. Tesettüre uymaz.
Başını örtmüş, elbisesi dar ve vücut hatlarını gösteriyor. Bu tesettür değil, anti-tesettürdür.
Bir Müslüman hanım gerçek tesettür kıyafetine bürünmüş olsa bile caddelerde meydanlarda, kalabalık yerlerde kendini teşhir edemez.
Bir kısım hanımlarımız Şeriata oldukça uygun tesettüre bürünüyor. Onları tebrik ediyorum.
Bir kısmı da başını örtüyor ama onunki gerçek tesettür değil.
Bu memlekette bir İmamet-i Kübra kurumu olsaydı, onun bir Meşihat dairesi bulunsaydı, halk tesettür konusunda uyarılırdı.
Uyarıları herkes kabul etmese bile halkın en az yüzde otuzu kabul ederdi ve bugünkü aksaklıklar ve aykırılıkların çoğu olmazdı.
Tesettür defileleri İslam’a, Şeriat’a aykırıdır.
Birileri tesettürün cılkını çıkartmıştır.
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona), İslam kadın ve kızlarının saçlarını deve hörgücü gibi yapmalarını yasaklamıştır.
Saçlarını deve hörgücü gibi yapan kadınların Cennet’in kokusunu alamayacaklarını bildirmiştir.
Diyanet bu gibi konularda Müslüman kadınları ve kızları niçin uyarmıyor?
Bunca tarikat, cemaat, dernek, vakıf var. Onlar şer’î tesettürün sömürülmesine niçin karşı çıkmıyor?
İcazetli ulema ve fukaha (ne kadar kaldıysa), Sünnî ilahiyatçılar niçin “Muhterem Müslüman kadınlar ve kızlar, tesettür şöyle şöyle şöyle olur, bazılarının yaptığı gibi olmaz.” diyerek halkı uyarmıyor?
Müslüman kesimin kültürlü, medenî, ziyalı, sanat kültürlü, şehirli kişileri niçin tesettür konusunda İslamî ve şer’î bir çığır başlatmıyor?









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder